Güncelleme: Selam, bu rehberi paylaşmamın üstünden 2 yıl geçti, bugün bile keyifle okuduğum bir yazı oldu. Bu arada evet, güne hala 5’te başlıyorum, 3 yıllık deneyimlerimi yazının sonunda paylaştım.

Güne 5’te başlamanın tadına hiç baktın mı? İnsanlara sabah 6’da uyanmak bile işkence gibi geliyor. Daha güneş bile mesaiye başlamamışken ayakta olmanın kime yararı var, değil mi? 🙂 Bu yazıda benim erken uyanma maceramı, yararlarını ve zorluklarını seninle paylaşacağım. Böylece erken uyanmanın başarını ve mutluluğunu arttırıp arttırmayacağını anlamaya çalışacağız 🙂

Erken Uyanma Maceram Böyle Başladı

Bir zamanlar tam bir gececiydim. Üniversitenin ilk yılı. Hazırlık dersleri öğleden sonraydı, eh sabah geç uyanmanın kimseye zararı olmazdı, değil mi? Bu da yetmez gibi gecenin bir yarısı pizza sipariş etmeler, muhabbetler, oyunlar vb. derken zaten 3-4’ü rahat buluyorduk. Eh, eğlenceli zamanlardı kim inkar edebilir 🙂

Zamanı ileri saralım. Bu yılın ilk aylarında gitmek istediğim bir spor salonunun açılışını bekliyordum. Bir türlü açamadılar, ben de bahaneyle yürüyüşe çıkayım dedim. Sporu yapmayı sevdiğin (umarım spor yapıyorsundur, yapmıyorsan da sorun etme, bunu da yakında konuşacağız :)) saatler kişiye göre değişir, ben sabah yapmayı severim. Sporun anlık olarak getirdiği enerji, mutluluk hissi tüm güne yayılsın diye. Hem de sabahın bir köründe salona gelip ses seda etmeden kendisini geliştirmeye çabalayan insanları görmek hoşuma gider.

Sadece bir gün. Yürüyüşe çıktığım ilk gün, bu yaptığımı çok sevdim. Saat 6 civarıydı, bir yirmi dakika yürüyecektim. Kapıdan çıkar çıkmaz yüzüme esen soğuk rüzgar, her zaman kalabalık gördüğüm caddelerin sessizliğe gömülmüş olması… Bayağı hoşuma gitmişti. Bu yürüyüşlere Şafak Yürüyüşü adını verdim 🙂

Beni daha erken uyanmaya iten, yaz ayları yaklaşırken güneşin her geçen gün daha da erken doğuyor olmasıydı. Ben de daha erken kalkmaya başladım. 6’yı 5’e, kimi zaman 4.30’a kadar çektim.

Salon açıldı sabah sporumu yaptım ama erken uyanma alışkanlığımı hiçbir zaman bırakmadım. Dahası, şu yaklaşık 1 senede, neredeyse hiçbir zaman alarm kurmadım. Evet, saat alarmı kurmuyorum 🙂 Daha önce de kurduğumda da, hiçbir zaman erteleme tuşuna basmıyordum. Bu kulağa olağanüstü gelebilir ancak çok basit bir metodu var. Buna da yakında değineceğiz. Bunu, diğer birkaç başarı stratejisiyle birlikte, Tony Robbins’ten bahsedeceğim yazıda anlatacağım.

Erken Uyanmanın Yararları

Uzun lafın kısası, erken uyanmanın yararlarına gelecek olursak;

• Hayatın düzene girer.
• Güne daha enerjik başlarsın.
• Günün ilk ve zorlu görevi “erken uyanmak”ı başarmışsındır, güne güzel bir keyifle başlarsın.
• Günün işleri, telaşları başlamadan önce kendine ayıracak vaktin olur.
• Akşamları çalış(a)mıyorsan, o vakti uykuda geçirir, sabah vakitlerini çalışarak geçirebilirsin.
• İnsanlara ben 5’te uyanıyorum dediğinde şoka girerler 🙂

Erken Uyanmanın Zorlukları

Bir de erken kalkmanın zorluklarına değinelim;

• Eğer çoğu insan gibi yedi sekiz saat uyuyorsan, akşamları 8’den sonra yatakta olman gerekebilir (kitap okuduğunu varsayarsak biraz daha erken :)).
• Akşamları dışarı çıkıp gezmek, arkadaşlarınla buluşmak istersen biraz mayışık gezebilirsin. Mecburen akşam etkinliklerini azaltmak zorunda kalırsın.

Bu konuda neler yapabiliriz?

Ben erken kalkmalı mıyım? diye sorarsan eğer; Senin şuanki düzenin tam olarak nasıl bilmiyorum. Belki akşamları uyanık kalmak zorundasındır. Belki akşamlar daha hoşuna gidiyordur. Ya da sabah erken uyanmanın çok imkansız olduğunu düşünüyorsundur. İlla 5’te uyanman gerekmez. Benim bugüne geliş hikayemde olduğu gibi, sabah yapacak bir şeyin olduğu sürece uyanmak her zaman daha kolaydır.

Mutlaka önerdiğim şey ise şu; Şuan 7’de uyanıyorsan yarım saat geriye çekip birkaç gün boyunca 6.30’da uyan. Hayatında ne gibi değişiklikler yaratıyor bunu gör 🙂 Hoşuna giderse böyle sürdür, istersen daha erkene çek istersen 6.30’da uyan. Beğenmezsen de eski düzeninde devam et.

Başarılı insanların güne ne kadar erken başladıkları bilinen bir gerçek. Adını sürekli duyduğumuz Bill Gates, Obama gibi insanlar güneş doğmadan çalışmaya başlıyorlar. Geçenlerde çok başarılı bir işadamıyla birebir görüştüğümden bahsetmiştim. Kendisine akşamüstü bir mail atmıştım, sabah uyandığımda yanıtladığını gördüm. Saat 4.30’da mailimi yanıtlamış 🙂

Özetle, erken uyanmak her insan için uygun olmayabilir ancak eğer denersen sana çok yararlı olabilecek başarı stratejilerinden biridir 😉

Not: Bugün 5’te uyandım. Aylık planımı yaptım. Müziğimi dinledim. Onbeş dakika sonra spor salonunda olacağım. Öğlen Internet of Things adlı geleceğin teknolojilerinden biriyle ilgili bir eğitime katılacağım. Eğitim akşamüstüne dek sürecek, sonra bir arkadaşıma programlamayla ilgili yardım edeceğim ve kitabımı okuyup erkenden uyuyacağım. Erken kalkmak işe yarıyor mu ne 🙂

Son 3 yılda neler değişti?

Erken uyanarak geçirdiğim 3 yıl, sabah yaptıklarım sayesinde en başarılı, en verimli zamanlarımdan biri oldu. Sabahları ister çalışıp yazılım geliştiriyor, ister oyun oynayıp Youtube izliyorum 🙂 Spora da gidiyorum, bir yerlere yetişme telaşı olmadan yavaş yavaş hazırlanıyorum. Kahvenin tadını çıkarıp günümü planlıyorum. Blog yazılarını da sabah yazıyorum. Denediğim çeşitli düzenler içerisinde en yüksek verimi bu şekilde elde ettim.

Alarm kurup, uyanamayıp alarmı erteleyen, zor uyanan insanlar var. Ben 3 yıldır alarm kurmuyorum. Akşam bir sebepten geç uyumuş bile olsam sabah kendiliğimden yine aynı vakitlerde uyanıyorum. Oldu da geç uyandım diyelim, e bu durumda yine bir yerlere geç kalmıyorum çünkü sabah bolca vaktim oluyor 🙂

Kısacası, sabah erken uyanma düzenini mutlaka denemeni öneririm. Biraz deneyimleyip fayda gördüğünde biraz daha optimize edebilirsin. Böylece istediğin başarılara gözle görülür şekilde daha hızlı bir şekilde yaklaşıyor olacaksın 🙂