Büyük bir mücadelenin eşiğindesin. İki seçeneğin var: Savaşmak veya kaçmak. Seçenekler bu kadar. Biraz mücadele edip sonra kaçmak diye bir opsiyon yok! İşler zorlaşınca pes etmek diye bir seçenek yok.
Bu yola çıktıysan, bugüne kadar geldiysen kararını çoktan vermişsindir. Savaşıyorsun. Kıyasıya hem de!
Bu kararda, kararsızlığa yer yok. İşler iyice sarpa saracak, başarı imkansız görünecek. Gözlerin ufku göremez olacak, bir adım ötesi bile belirsiz hale gelecek. Neden çıktım ki bu yola diyeceksin. Aklına hedefini değiştirmek, daha kolaylaştırmak gelecek. Hem zaten çok yüksekti diyeceksin.
O hedefi aklına ilk koyduğun günkü umudu ve kararlılığı yalancı çıkarmaya çalışacaksın. Bugünler gelecek. Bu, Güneş’in doğumu kadar kesin. Ancak, işler zorlaştığında senin pes etmeyeceğin de kesin.
Hayattan istediğin şey ne? Onu gerçekten istiyorsan, onu kafayı bozacak kadar delicesine istiyorsan yer yıkılsa gök delinse bile o başarıya ulaşırsın. Bu kadar. Hayatta mısın? O zaman hala şans vardır.
Bir şeyi nasıl kafayı bozacak kadar delicesine istemek ne demek? Büyük başarıların tümünün hamurunda “takıntılı olmak” bulunur. Takıntılı olduğunda göğsünü dolduran her nefesi, amacınla doldurur ve dünyaya geri üflersin. Her gün hedefine daha da yaklaşırsın. Zor günler mi? Takıntılı insanlar hiçbir şartta pes etmez. Pes edenlerin hiçbiri takıntılı insanlar değildir.
Şimdi nasıl takıntılı olacağını mı merak ediyorsun? Her hedefi takıntılı hale getirebilirsin. Onu düşündüğünde içinde bir ateşin parlamaya başladığını hissediyorsan takıntılı olmanın kıvılcımlarına sahipsin demektir. Eğer henüz burada değilsen, işe o hedefi elde ettiğinde hayatının nasıl değişeceğini düşünerek başla. Onu başarmanın senin için ne kadar önemli olduğunu düşün. “Çok” deyip kestirip atma! Bu soruyu gerçekten düşün. Gerekirse bir hafta boyunca düşün. Gece aklında bu soruyla uyu, uyandığında aklına hedefinin ne kadar önemli olduğunu düşünmek gelsin. Çok geçmeden, geceyarısı ansızın uyanıp aklında hedefine yönelik sorular olduğunu keşfedeceksin. İşte bu, zihni alıştırmaktır. Sen her ne kadar gün içinde 1001 işle uğraşsan da zihnin, arkaplanda senin çözmek istediğin sorunları, (eğer ona iletirsen) ulaşmak istediğin hedefleri düşünür durur. Sürekli bir çözüm aramaktadır. Bu çözüm arayışı seni her gün daha odaklanmış ve takıntılı hale getirir. Bir kez takıntılı olduğunda insanüstü bir sonuç elde etmek gayet normal bir hale gelir.
Efsane bi yazı teşekkürler!
Süper :))
çok iyii 🙂
harika bi yazı daha :]